Çocuk kardiyolojisi,
Anne karnından başlayarak 18 yaşına kadar olan süreçte çocukların kalplerinde ve kısmen dolaşım sisteminde oluşacak hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenen bilim dalıdır. Aynı zamanda riskli gruplarda kalp hastalıklarının önlenmesini de görev edinmektedirler. Kalp ve damar sistemi anne karnında ilk gelişmeye başlayan organlardan biridir, üçüncü haftada bir tüp şeklinde oluşmaya başlar ve yaklaşık iki aylık olduğunda neredeyse doğumdakine benzer şekline kavuşur ve kesintisiz çalışma sürecine girer. Bu süreç her zaman mükemmelen işlemez ve bazı sorunlar oluşur. Yapısal ve ritim ile ilişkili bu sorunlar canlı doğan her yüz bebekten yaklaşık birini etkiler (%0,8-0,9). Teknolojinin gelişmesi ile birlikte bu sorunların saptanması da mümkün hale gelmiştir. Anne karnında da tanı konulabilen bu sorunları saptamak ve yönetmek ekip işidir, kadın doğum uzmanı ve çocuk kardiyolojisi bu süreci yönetmede birlikte çalışırlar. Doğum sonrasında da saptanabilecek hastalıklarının her birinin yönetimi hastadan hastaya değişmekte ve tedavi aşırı şekilde bireyselleştirilerek yani hastaya özel olarak planlanmaktadır. Hastaların bir kısmı kendiliğinden iyileşmekte iken ciddi müdahale gerektirenler de olmaktadır. Çocukların kalp hastalıkları birbirinden farklı olduğu gibi nedenleri de hastadan hastaya değişmektedir. Genetik, enfeksiyonlar, negatif çevresel faktörler, kimyasallar, ilaçlar kalp hastalığı nedeni olabilmekte iken, çoğu hastada neden saptanamamaktadır.
Çocuklarda rastlanılan kalp hastalıkları nelerdir?
En sık rastlanılan kalp hastalıkları doğumsal olup kalpte delikler, kapak ve damarlarda darlıklar, odacıkların sayı yerleşim ve şekil anormallikleri, ritim bozuklukları gibi hastalıklardır. Sonradan edinilen kalp hastalıkları da vardır, romatizmal kalp hastalıkları, kalp ile kalbi saran zar arasına sıvı birikmesi, kalp kası hastalıkları, kalbi besleyen damarların hastalıkları (Kawasaki Hastalığı) gibi. Son yıllarda toplum sağlığını çok etkilemiş olan Covid -19’da bütün kalp tabakalarını ve ritmini etkileyen problemlere nispeten sık denilebilecek oranda neden olabilmektedir.
Çocuk kalp hastalıklarındaki bulgular nelerdir?
Hastalıklar çok farklı neden ve tipte olduğu için ortaya çıkaracağı şikâyetlerde değişik derecede ve zamanda gelişebilmektedir. Birçok kalp hastalığında ancak doktorun muayene esnasında fark edebileceği kadar hafif bulgular olabileceği gibi acil müdahale gerektiren morarma, hayatı tehdit eden durumlarda gelişebilir. Aşağıda en sık rastlanan bulgular sıralanmıştır:
- Çabuk yorulma
- Terleme
- Morarma
- Kilo alamama
- Ödem
- Sık nefes alıp verme
- Sıkıntılı solunum, nefes darlığı
- Sık hasta olma
- Kalpte üfürüm duyulması
- Çarpıntı
- Baş dönmesi
- Bayılma
- Göğüs ağrısı
- Yüksek tansiyon
- Kilo alamama
- Gelişme bozukluğu
Çocuklarda kalp hastalıkları neden olur?
Çocuk kalp hastalıkları doğumsal kalp hastalıkları ve sonradan edinilen kalp hastalıkları olarak kabaca ikiye ayırılabilir. Çocuklarda doğumsal kalp hastalıkları daha fazladır. Erişkinlerde ise edinsel kalp hastalıkları daha fazladır.
Doğumsal kalp hastalıkları nelerdir ve neden olur?
Kalbin yerleşim yeri (solda, sağda yerleşimi gibi), kalp odacıklarının yerleşimi ve birbirleri ile ilişkisinin bozukluğu, kalp odacıkları arasındaki duvarlarda delik olması, kalp kapaklarının olmaması, dar olması veya yetmezliğinin olması, kalbe gelen ve kalpten çıkan damarların darlığı, genişliği, olmaması veya farklı bir yere açılması, kalp ile akciğer arasındaki ilişkinin bozuk olması, kalp kası veya kalbi saran zarın bozuklukları, kalbin ritminin hızlı, yavaş veya düzensiz olması gibi hastalıkları sayabiliriz. Bu hastalıklar aşağıdaki nedenlerden kaynaklanabilir.
Yeni doğan bebeklerin yaklaşık %0,8-%0,9 u kalp hastalığıyla doğar, bunların yaklaşık 10/1 i genetik problemlerden kaynaklanır. En sık görülen genetik problem Down Sendromudur. Down Sendromlu çocukların yaklaşık yarısında kalp rahatsızlığı bulunmaktadır. Genetik biliminin gelişmesiyle birlikte birçok kalp hastalığının esas nedeninin genetik kaynaklı olduğu gösterilmiştir, buna her yıl yenileri eklenmektedir. Birçok sendromda ( Di George Sendromu, Wiliams Sendromu, Noonan Sendromu) kromozomlarda; mikrodelesyon, translokasyon, dublikasyon gibi kırık ve kopmalar ile oluşan bu hasarlar kalp hastalıklarından sorumludur. Bunların önemli bir kısmında hamilelik öncesinde ve hamilelik esnasında genetik danışmanlık hizmeti verilmektedir.
Annenin bilinen şeker hastalığı (diyabet) veya hamilelik şeker yüksekliği gibi metabolik problemler yeni doğanlarda görülen tüm kalp rahatsızlıklarının %1 ile %2'sine sebep olmaktadır. Şeker hastalığına sahip annelerin bebeklerinde kalp hastalığı bulunma riski %2-6 arasındadır. Bu arada annenin hamilelik esnasında kazandığı kilo ve kan şekeri bebeğin hayatının ileri döneminde hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı gibi hastalıklara yakalanması üzerine tahmin edilenden ok daha fazla etkili olmaktadır.
Annenin hamilelik esnasında geçirdiği enfeksiyonlar birçok kalp hastalığının sebebi olmaktadır. Özellikle hamilelikte geçirilen kızamıkçık (rubella), CMV enfeksiyonu, toksoplazma, uçuk (herpes virüsü) enfeksiyonları bebeğin kalbini etkilemektedir. Son yıllarda deneyimlediğimiz Covid-19 enfeksiyonu da bebek kalbi üzerine kötü etkiler yapabilmektedir.
Annenin hamilelik esnasında sigara, alkol, uyuşturucu kullanması, X ışınlarına ve kimyasallara maruz kalması ve bazı ilaçları kullanması doğumsal kalp rahatsızlıklarına sebep olabilir. Ancak günümüzde bir diğer tehlikede çevre kirlenmesiyle birlikte gelen annenin hamilelikte yediği içtiği her şey ile birlikte teneffüs ettiği havanında çocuk kalp sağlığı üzerine etkilerinin olduğu bilinmektedir.
Annenin hamilelik öncesinde kullandığı ilaçlar ile hamilelik esnasında kullandığı ilaçlar bebek sağlığına etki etmektedir. Bunların az bir kısmı kalp ile ilgili problem de oluşturabilmektedir.
Çocuk kalp hastalıkları nasıl tanınır?
Ayrıntılı hikâye ve muayene sonrasında şüphe duyulması halinde kalbin görüntülenmesi veya işlevlerinin kontrol edilmesi gerekebilmektedir. Hangi testin ne zaman yapılacağı kararı muayene eden hekim tarafından verilmeli ve planlanmalıdır.
Ekokardiyografi
En sık müracaat edilen yöntem olup kabaca kalbin ultrasonografisidir. Uygulanması bilindiği kadarıyla hasta açısından belirgin risk oluşturmamaktadır. Kalbin yüksek frekanslı ses dalgalarıyla eş zamanlı çalışırken görüntülenmesidir. Uzman hekim tarafından, ekokardiyografi cihazları ile yapılmaktadır. Ekokardiyografi direkt göğüs kafesinin üzerinden yapılabildiği gibi yemek boruna (özefagus) yerleştirilen bir prop ile de (transözefagial ekokardiyografi) yapılabilmektedir. Ara sıra renkli Doppler denilen bir yöntemden bahsedildiğini de duyabilirsiniz, aslında bu kafa karışıklığı yapmaktan öte faydası olmayan bir tanımlamadır, çünkü günümüzde kullanılan bütün ekokardiyografi cihazları aynı zamanda renkli Doppler inceleme de yapabilmektedirler. Bu nedenle ekokardiyografi denildiğinde renkli Dopller’i de kapsadığını unutmayınız. Ayrıca iki boyutlu, üç boyutlu, dört boyutlu ekokardiyografi inceleme imkânı da bulunmaktadır. Hangi yöntemin hasta için uygun olduğu çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından belirlenir ve bilgilendirme yapılır. Genel olarak çocuklarda üç ve dört boyutlu ekokardiyografinin iki boyutlu ekokardiyografiye erişkinlerdeki kadar üstünlüğü yoktur, yani çoğunlukla göğüs kafesinden yapılacak iki boyutlu inceleme yeterli olmaktadır.
Elektrokardiyografi (EKG)
Göğüs kafesinin ön tarafına cilt üzerine farklı yerlere yapıştırılan elektrotlar ile kalbin elektriksel aktivitesinin kayıt edilmesidir. Yaklaşık 120 yıldır kullanılan ve belirgin yan etkisi bulunmayan bu yöntem (EKG) kalbin ritmi, kalbin sağlıklı çalışıp çalışmadığı hakkında hekime bilgi sağlar. Ağrısız, acısız, hızlıca yapılabilir, kalpte ritim ve iletim bozuklukları, kalp krizi, kalp kası hastalıkları (kalp duvarlarının kalınlaşması, kalp kası iltihabı) gibi pek çok durumu gösterebilmektedir. Yorumlanırken çocuklarda yaşa göre bazı farklılıklarının olduğu unutulmamalıdır.
Holter EKG
Kalp sürekli çalışan bir organ olup hızını ve çalışma şeklini anlık olarak değiştirebilmektedir. Normal EKG esnasında ancak kısa süreli ritim kontrol edilebilmektedir. Gün boyunca ritimde oluşabilecek bozuklukların saptanabilmesi için EKG çeker gibi göğüs duvarı üzerine yapıştırılan elektrotların bağlı olduğu küçük bir kayıt cihazı, 24 saat boyunca kayıt sağlamaktadır. Günlük hayat esnasında sürekli yapılan EKG kaydı kısa süren ritim bozukluğu, bayılma, ani gelişen hâlsizlik ve nefes darlığı gibi şikâyetler esnasında kalbin ritmi, performansı kaydedilir. Kaydedilen veriler çocuk kardiyoloğu tarafından değerlendirilerek varsa izlenen bozukluklar saptanır, raporlanır.
Kalp kateterizasyonu ve anjiyografisi
Çocukların kalbindeki problemlerin çoğu ekokardiyografi ve EKG gibi nispeten zararsız, zahmetsiz yöntemlerle ortaya konulabilirken bazen kalbin içine girilerek verilen ilaçlarla ölçüm ve görüntüleme yapılması gerekebilir. “anjiyo” veya “kalp kateterizasyonu” denilen yöntem bacakta ya da koldaki damarlardan girilerek kalbe giden, kalpten çıkan damarlar ve kalbin odacıkları kapaklarının değerlendirilmesidir. Anjiyografi ve kalp kateterizasyonu ilk dönemlerde daha çok tanı amaçlı kullanılırken günümüzde kalp delklerinin kapatılması, damar ve kapaklarda ki darlıkların açılması, kalbin dolaşımının değiştirilmesi, düzenlenmesi tıkalı damarların açılması gibi tedavi edici girişimlerin yapılması için kullanılmaktadır. Gelişen teknolojinin nimetlerinden faydalanılarak yeni daha etkili ve daha güvenilir yöntemler gelişmekte, tanı ve tedavide kullanılmaktadır. EKO ve EKG’ye göre hastaya daha zahmetli olsa da ameliyat gibi büyük girişimlere ihtiyacı azalttığı için kolay uygulandığı hasta yaşam kalitesini çok fazla değiştirmediği için gittikçe daha çok uygulanmaktadır.
Telekardiyografi
Kalp gölgesinin çekilen röntgen filminde değerlendirmesi esasına göre çalışan bu yöntemde kalp yetmezliği, kalbin yerleşimi, kalbi saran zarlarının hastalıkları hakkında bilgi edinilir. Verilen radyasyon miktarı az olduğu için uygulanmasında belirgin endişe uyandıracak bir yöntem değildir. Ancak bu konuda hassasiyeti olan ailelere yapılan işlemin düşük dozda radyasyon içerdiği konusunda bilgi verilir. Günümüzde diğer yöntemlerin tanısal değerinin artmasından dolayı giderek az kullanılmaktadır.
Elektrofizyoloji
Kalbin ritim bozukluklarının tanısında ve tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Kalbin içine gönderilen kateterlerle direkt olarak alınan elektrik sinyalleri aracılığıyla uyarı iletiminin sağlıklı olup olmadığı değerlendirilir ve saptanan bozukluklar değişik yöntemlerle tedavi edilir. Özellikle bayılma, çarpıntı, kalbin kompleks ritim bozuklukları bu yöntemle tanı ve tedavi edilmektedir. Teknolojik gelişmelerin en çok kullanıldığı tıbbi uygulamalardandır. Bazen mucize kabilinden fayda sağlayabilmektedir.
Efor Testi
Birçok kalp hastalığı kalbin istirahat halinde çalıştığı durumlarda fark edilemez. Bu durumda kalbin iş yükünü kontrollü olarak artırmak için yürüme bandı, bisiklet gibi aletler kullanılarak yapılan incelemedir. Kalbin artmış iş yüküne (efor) yanıtına bakarak birçok hastalığın tanısı konulur veya tedaviye yanıtı değerlendirilir. Test sırasında göğüs bölgesine yapıştırılan elektrotlar yardımıyla hem EKG hem de tansiyon ölçümü yapılır ve değerlendirilir.
Çocukların ne zaman çocuk kalp doktoruna gelmesi gerekmektedir?
Çocuk doktorunun muayene esnasında kalp ile ilgili problem olma ihtimalinden bahsetmesi, yukarıda sayılan şikâyetlerden bir veya birkaç tanesinin bulunması, anne karnında kadın doğum uzmanının yaptığı ultrasonda kalpte anormallik görmesi gibi durumlarda çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından muayenede fayda vardır. Ailede erken başlamış kalp hastalıklarının olması, hamilelikte kızamıkçık, suçiçeği gibi enfeksiyonların geçirilmesi, Down Sendromu gibi kalp hastalığına yatkın hastalıkların olması durumunda çocuk kalp doktoruna müracaatta fayda vardır.
Çocuk kalp doktoruna en sık müracaat nedenleri nelerdir?
Bilinen bir kalp hastalığının olması veya kalp hastalığı olma riskinin çocuk doktoru tarafından gözlenmesi, muayenede üfürüm duyulması, kalp hastalığına yol açacak bir durumla karşılaşılması, morarma, göğüs ağrısı, bayılma, çarpıntı gibi şikâyetlerden bir veya bir kaçının bulunması çocuk kardiyolojisine müracaat nedenleridir.
Üfürüm doktorun kalbi stetoskop ile dinlerken fark ettiği, kalbin olağan sesi arasında var olan ve üflemeyi andıran seslerdir. Masum ve patolojik üfürüm olmak üzere iki tipi vardır. Masum üfürümde duyulan ses herhangi bir kalp hastalığına bağlı olmayıp şiddeti az ayaktayken azalıp yattığında artan her zaman duyulmayan seslerdir. Bunun sebebi çocuklarda göğüs duvarının yetişkinlere göre daha ince olmasıdır. Çocuk büyüdükçe bu duvar kalınlaşır ve kalp derine yer değiştirir böylece üfürüm duyulmaz hale gelir. Patolojik üfürüm ise kalpte bulunan delikler, damar açıklıkları, kalp damarlarında ve kapaklarında olan darlık gibi yapısal bozukluklardan kaynaklanır. Kalpte yer alan üfürümün tipi, uzman hekim tarafından kolayca fark edilir. Çocuk kardiyoloğunun muayene ve incelemesinden sonra yapılacak tetkikler özellikle de ekokardiyografi ile ayırıcı tanısı yapılır.
Çocukluk çağında göğüs ağrısı oldukça sık karşılaşılan şikâyetlerdendir ancak erişkinlerin aksine göğüs ağrılarının çok az bir kısmı kalpten kaynaklanmaktadır. En sık göğüs ağrısı yapan kalp hastalıkları kalp kasının kalınlaşması, zayıflaması, bazı kapak hastalıkları, kalp ile kalbi saran zar arasında sıvı birikmesi, kalbi besleyen damarların ( koroner damarlar ) darlıkları tıkanıklıkları ya da çıkış yeri bozukluklarıdır. Covid-19 kalp kaynaklı göğüs ağrılarının sebeplerinden biridir. Hastaların %98 kadarı kalp kaynaklı olmayan göğüs ağrısıdır. Ağrının kaynağının belirlenmesi için hastaların çoğunda çocuk kardiyoloğu tarafından değerlendirme ve tetkiklerin yapılması gerekmektedir.
Kalbin iç yüzeyinin enfeksiyonudur. Sıklıkla kalpte bilinen yapısal bir hastalık veya ameliyat edilmiş kalp problemi olan çocuklarda görülür. Doğumsal kalp hastalığı olan ve bunun ameliyat edilmiş olanlarının da çoğunda infektif endokardit için korunma önerilmektedir. Korunmanın en önemli basamağı ağız ve diş sağlığına dikkat etmektir. Diğer kısmı ise ağız diş, sindirim sistemi, idrar yolları ve solunum sistemi ile ilgili kanamalı işlem yapılacaksa öncesinde uygun antibiyotik kullanımıdır. Hastalığın kendisi tedavisi zor, uzun ve bazen de tedavide başarısız olunduğu ciddi bir durumdur. Bu nedenle korunma önemlidir.
Spor yapan çocukların değerlendirilmesi
Kalbin problem yaşadığı durumların çoğu yükünün arttığı anlarda gerçekleşir. Spor kalbin iş yükünü artıran durumlardan biridir. Normal günlük aktivite esnasında problemi olmayan bir çocuk veya genç atlet spor yaparken sorun yaşayabilir. Bu problemlerin en uç noktasında ani kayıplar oluşturmaktadır. Spor yapmanın bu konuda risk faktörü olduğu 1900’lü yılların başından beri bilinmektedir. Burada odaklanmamız gereken sorun risk taşıyan çocuk ve genç erişkinlerin belirlenmesi, böylece uygun tedavi ve koruma yöntemleri kullanılarak oluşabilecek riskli durumların önüne geçilmesidir. Spor esnasında sorun yaratabilecek durumların en yaygın olanı ve önemlisi kalp kasının kalınlaşması ile kendini belli eden, çoğu genetik geçişli bir hastalıktır. Bunların önemli bir kısmı hiçbir muayene bulgusu veya öncü şikâyet olmadan ortaya çıkabildiği için tanınması zordur. Diğer durumlar yapısal kalp hastalıkları, kalp kası zayıflığı veya inflamasyonu, kalbin önündeki yükün artması, kalbi besleyen koroner damarların darlık veya tıkanıklığı ve ritim bozukluklarıdır. Bu hastalıkların tanısında hastanın hikâyesi (anamnez), muayene ve EKG’nin toplamda değeri kısıtlıdır. En önemlisi ekokardiyografi ile kalbin direkt olarak değerlendirilmesidir. Aynı zamanda ihtiyaç olması durumunda EFOR testi ve ritm holter gibi 24 saatli kalp atışlarının kaydedilip kontrol edilmesi de gerekebilmektedir. Bu testler sonrasında spor yapıp yapamayacağı, hangi sporu hangi derecede yapabileceği belirlenebilmektedir. Asılında spor öncesi sağlık durumu değerlendirilmesi tüm çocuklara önerilmelidir ancak ulaşılabilirlik sınırlı olduğu için özellikle riskli gruplara mutlaka yapılmalıdır.
Risk grubuna girenler: Ailede 50 yaş öncesi kalp hastalığı, ani kayıp hikâyesi olanlar, yapısal kalp hastalığı bulunanlar, kalp ritminde bozukluk olanlar, kalp kası hastalığı veya Kawasaki hastalığı gibi problemleri olanlar mutlaka spora katılım öncesi değerlendirilmesi önerilen gruplardır. Problemlerin %99’u kalp kaynaklı olduğu için değerlendirmenin çocuk kardiyoloğu tarafından yapılması tercih edilmelidir. Yoğun aktivite altında kalbin üzerine çok fazla yük biner. Ağır spor ve sportif egzersizler sırasına oluşabilen rahatsızlıkların yanı sıra kalp krizi gibi hayati tehlikeye yol açabilecek durumlar açısından değerlendirilmesi çocuk kardiyoloğu tarafından yapılır. Çoğunlukla doğumsal kalp hastalıkları, kalp kası hastalığı ve ritim bozukluğu gibi nedenlerden ötürü gerçekleşen bu durumun önüne geçmek için, düzenli spor yapan çocukların, yılda bir kez çocuk kardiyoloğu tarafından kontrol edilmesi önerilir.
Ekleme Tarihi:
8.08.2023
Güncelleme Tarihi:
8.08.2023
Emsey Tıbbı Yayın Kurulu