Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

09 Ocak 2025

Rahim Ağzı ( Serviks ) Kanseri Nedir?

Rahim ağzı kanseri, rahmin vajinaya açılan alt kısmında bulunan serviks bölgesindeki hücrelerin anormal bir şekilde büyümesiyle oluşan bir kanser türüdür. Genellikle HPV (Human Papilloma Virüsü) enfeksiyonu bu hastalığın ana nedenidir. Dünyada kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türüdür ve erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Rahim ağzı kanseri, her yaştan kadını etkileyebilir, ancak özellikle 30-45 yaş aralığındaki kadınlarda daha yaygındır.

Rahim Ağzı Kanseri Çeşitleri Nelerdir?

Rahim ağzı kanseri, hücrelerin tipi ve gelişim bölgesine göre iki ana türe ayrılır:

Skuamöz Hücreli Karsinom: Serviksin dış yüzeyini kaplayan hücrelerden kaynaklanır. Rahim ağzı kanserlerinin %80-90’ını oluşturur.

Adenokarsinom: Rahim ağzının iç kısmında yer alan salgı hücrelerinden gelişir. Daha az yaygındır ancak agresif seyredebilir.

Nadir durumlarda, hem skuamöz hem de adenom hücrelerinden oluşan adeno-skuamöz karsinom adı verilen karma türler de görülebilir.

Rahim Ağzı Kanseri Evreleri Nelerdir?

Rahim ağzı kanseri, genellikle FIGO 2018 (Uluslararası Jinekoloji ve Obstetrik Federasyonu) sınıflandırmasına göre dört ana evrede değerlendirilir. Her evre, kanserin büyüklüğüne, serviksin dışına yayılıp yayılmadığına ve diğer organları etkileyip etkilemediğine bağlı olarak tanımlanır.

Evre I: Kanser hücreleri yalnızca servikste bulunur ve çevredeki dokulara yayılmamıştır. Bu evre ikiye ayrılır:

IA: Kanser mikroskobik boyuttadır ve çıplak gözle görülmez.

IA1: Kanser dokusu 3 mm’den daha derine inmemiştir.

IA2: Kanser dokusu 3-5 mm arasında derinliktedir.

IB: Kanser, çıplak gözle görülebilecek büyüklüktedir veya 5 mm’den daha derin bir yayılım göstermiştir.

IB1: Tümör boyutu 2 cm’den küçüktür.

IB2: Tümör boyutu 2-4 cm arasındadır.

IB3: Tümör boyutu 4 cm’den büyüktür.

Evre II: Kanser, serviksten dışarıya yayılmış ancak pelvis duvarlarına veya vajinanın alt kısmına ulaşmamıştır.

IIA: Kanser, rahimden vajinanın üst kısmına yayılmıştır ancak pelvik duvarları etkilememiştir.

IIA1: Tümör boyutu 4 cm’den küçüktür.

IIA2: Tümör boyutu 4 cm’den büyüktür.

IIB: Kanser, çevredeki bağ dokulara (parametrium) yayılmıştır.

Evre III: Bu evrede kanser, pelvik duvara veya vajinanın alt kısmına yayılmıştır ve böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir.

IIIA: Kanser, vajinanın alt kısmına yayılmıştır ancak pelvik duvarlara ulaşmamıştır.

IIIB: Kanser pelvik duvarları etkilemiş ve idrar yollarını (üreteri) tıkamış olabilir.

IIIC: Kanser, pelvik veya paraaortik lenf düğümlerine yayılmıştır.

IIIC1: Kanser, sadece pelvik lenf düğümlerine metastaz yapmıştır.

IIIC2: Kanser, paraaortik lenf düğümlerine metastaz yapmıştır.

Evre IV: Rahim ağzı kanserinin en ileri aşamasıdır. Kanser, pelvik bölgenin dışına yayılmıştır ve vücudun diğer organlarını etkileyebilir.

IVA: Kanser, mesane veya rektum gibi yakın organlara yayılmıştır.

IVB: Kanser, karaciğer, akciğer gibi uzak organlara metastaz yapmıştır.

Rahim Ağzı Kanseri Neden Olur?

Rahim ağzı kanseri vakalarının yaklaşık %99’u, HPV enfeksiyonu nedeniyle oluşur. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüstür ve özellikle HPV 16 ve HPV 18 türleri, rahim ağzı kanserinde en sık görülen türlerdir. Dünya genelinde kadınların büyük bir çoğunluğu hayatlarının bir döneminde bu virüse maruz kalır.

Rahim ağzı kanseri neden olur? sorusunun diğer cevapları arasında şunlar bulunur:

  • Erken yaşta cinsel aktiviteye başlama
  • Birden fazla sayıda cinsel partner
  • Bağışıklık sistemi zayıflığı
  • Sigara kullanımı
  • Genetik yatkınlık
  • Uzun süre doğrum kontrol hapı kullanmak
  • Düşük sosyoekonomik durum
  • Çok sayıda doğum yapmak
  • Klamidya ve gonore gibi cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlar
  • A, C ve E vitamini yönünden yetersiz beslenme
  • Erkek partnerin sünnetsiz olması
  • Hijyen koşullarında eksiklik

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rahim ağzı kanseri, erken evrede genellikle sessiz ilerler ve belirti göstermeyebilir. Bu durum, düzenli tarama testlerinin (Pap smear ve HPV testi) önemini bir kez daha vurgular. Ancak ilerleyen evrelerde rahim ağzı kanseri şu belirtilerle kendini gösterebilir:

  • Adet dönemi dışında anormal vajinal kanama
  • Anormal vajinal akıntı
  • Pelvik ağrı
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni) ve sonrasında kanama
  • İdrar yaparken ağrı veya zorluk
  • Bacak şişmesi (lenfödem)

Adet dönemi dışında anormal vajinal kanama

Adet dönemi dışında meydana gelen kanamalar rahim ağzı kanserinin en yaygın belirtilerinden biridir. Menopoz sonrası kanamalar da belirtilerdendir

Anormal vajinal kanama

Vajinal akıntının renginde veya kıvamında değişiklik olabilir. Kötü kokulu, kanlı veya yoğun bir akıntı rahim ağzı kanserine işaret edebilir.

Pelvik ağrı

Alt karın bölgesinde devam eden ağrı ve rahatsızlık hissi olabilir. Özellikle adet dönemiyle ilişkilendirilemeyen ağrılar dikkate alınmalıdır.

Cinsel ilişki sırasında ağrı

Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında rahatsızlık hissi veya ağrı yaşanabilir. Bu, genellikle serviksin kanserli hücrelerle kaplanmasından kaynaklanabilir.

İdrar yaparken ağrı veya zorluk

İdrar yollarına baskı yapan tümör, ağrılı idrara çıkma veya idrar akışında zorluk gibi belirtilere yol açabilir. İleri evrelerde kanser mesaneye yayılmışsa idrarda kan görülmesi de olasıdır.

Bacak şişmesi

İleri evrelerde, lenf düğümlerine baskı yapan kanser bacak şişmesine neden olabilir. Bu belirti genellikle kanserin pelvik bölgedeki lenf düğümlerine yayılmasından kaynaklanır.

Rahim Ağzı Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?

Rahim ağzı kanserinin tanısı, genellikle düzenli olarak yapılan tarama testleri sırasında tespit edilen hücresel değişikliklerle konulur. Pap smear ve HPV testi, bu kanser türünün erken aşamada teşhis edilmesine olanak tanıyan en yaygın tarama yöntemleridir. Pap smear testi, rahim ağzı hücrelerindeki anormal değişiklikleri belirlerken, HPV testi yüksek riskli HPV türlerinin varlığını saptar. Anormal bir tarama sonucu alındığında, tanıyı kesinleştirmek için daha ileri testlere başvurulur.

Kolposkopi gibi yöntemlerle rahim ağzı detaylı bir şekilde incelenirken, biyopsi ile alınan doku örnekleri patolojik olarak değerlendirilir. Bunun yanı sıra, kanserin yayılımını ve evresini belirlemek için MRI, BT veya PET gibi ileri görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Bu yöntemler sayesinde, doğru tanı koyulup etkili bir tedavi planı oluşturulabilir. Düzenli taramalar ve erken teşhis, rahim ağzı kanserinin tedavi edilebilirliğini büyük ölçüde artırır.

Rahim ağzı kanseri tanısında kullanılan yöntemler şunlardır:

Pap Smear Testi (Pap Testi): Rahim ağzı kanserinin erken evrelerde tespit edilmesinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Rahim ağzından alınan hücre örnekleri mikroskop altında incelenir. Anormal hücre değişiklikleri, kanser öncesi belirtiler veya erken evre kanser tespit edilebilir. Pap smear testi, cinsel aktif olan özellikle 21 yaşından itibaren tüm kadınların düzenli olarak yaptırması gereken bir tarama testidir.

HPV Testi: Rahim ağzı kanserine yol açan en önemli faktörlerden biri, yüksek riskli HPV türleridir. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs olup, uzun süreli enfeksiyonları kanser riskini artırır. HPV testi, rahim ağzından alınan hücre örneklerinde HPV virüsünün varlığını araştırır. HPV testi, genellikle Pap smear testi ile birlikte yapılır ve rahim ağzı kanseri riski taşıyan kadınlar için önerilir.

Kombine Testi (Co-Test): HPV DNA testi ve Pap smear numunesinin birlikte alındığı tarama testlerine verilen isimdir. Pap smear testinin hassasiyeti düşük olduğu için, HPV DNA testi ile yapılan genotiplendirme daha güvenilir bir tarama yöntemi sunar. 30 yaş ve üzeri kadınlar için, erken tanı oranını artıran en çok tercih edilen yöntemlerden biridir.

Kolposkopi: Pap smear testi veya HPV testi sonucunda şüpheli bir durum tespit edilirse uygulanan bir tarama yöntemidir. Rahim ağzı özel bir büyüteç olan kolposkop ile ayrıntılı bir şekilde incelenir. Eğer kolposkopi sırasında anormal hücreler bulunursa, biyopsi yapılabilir. Bu yöntem, kanserin evresini ve yayılma durumunu anlamada da yardımcıdır.

Biyopsi: Rahim ağzından alınan küçük doku örneklerinin laboratuvarda incelenmesidir. Pap smear testi ve HPV testinden sonra, kanserli hücrelerin varlığını doğrulamak için biyopsi yapılabilir. Bu test, rahim ağzındaki hücrelerin kansere dönüşüp dönüşmediğini net bir şekilde belirler.

Endoservikal Kürtaj (ECC): Servikal kanalın içinden doku örnekleri alarak yapılan bir testtir. Rahim ağzı kanserini tespit etmenin yanı sıra, kanser öncesi hücresel değişiklikleri de erken aşamalarda yakalamaya yardımcı olabilir. ECC, genellikle kolposkopi ve biyopsi ile birlikte kullanılır.

LEEP ve Konizasyon (Kon Biyopsisi): Rahim ağzından koni şeklinde doku örneklerinin alınması işlemidir. Daha ayrıntılı inceleme gerektiren durumlar için kullanılır ve kanserin yayılma durumunu netleştirir. Konizasyon işlemi, kanserli hücrelerin sınırlarını belirleyerek tedavi sürecinin planlanmasına yardımcı olabilir.

Görüntüleme Yöntemleri: Kanserin yayılımını ve evresini belirlemek için MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme), BT (Bilgisayarlı Tomografi) ve PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) gibi ileri görüntüleme teknikleri kullanılır.

Yaşa Göre Hangi Tarama Yöntemleri Ne Zaman Yapılmalı?

Rahim ağzı kanseri için tarama yöntemleri, yaşa göre değişiklik gösterir. 21 yaşından önce herhangi bir tarama testi yapılması önerilmez. 21 ile 29 yaş arasındaki kadınların ise her 3 yılda bir Pap-Smear testi yaptırmaları tavsiye edilir. 25-29 yaş arası kadınlar için alternatif olarak, 5 yılda bir HPV-DNA testi de uygulanabilir.

30-65 yaş arasındaki kadınlar için üç farklı tarama seçeneği sunulur: Her 3 yılda bir Pap-Smear testi, her 5 yılda bir HPV-DNA testi veya her 5 yılda bir Pap-Smear testi ve HPV-DNA testinin birlikte yapılması (co-testing). 65 yaş ve üzeri kadınlar için ise, son 10 yıl içinde 3 negatif Pap-Smear testi, 2 negatif HPV-DNA testi veya 2 negatif co-testing sonucu elde edilen kadınlarda tarama işlemi sonlandırılabilir.

Bu tarama programları, HPV aşısı olmuş ya da olmamış, rahim ağzı kanseri belirtisi göstermeyen tüm kadınlar için geçerlidir.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

Rahim ağzı kanseri tedavisinde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi yöntemleri bir arada ya da tek başına kullanılabilmektedir. Tedavi seçimi, kanserin evresine, yayılma şekline ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir.

Cerrahi tedavi yöntemleri

Rahim ağzı kanseri tedavisinde cerrahi yöntemler, genellikle kanserin evresine göre belirlenir. Evre IA’daki mikroinvaziv tümörlerde cerrahi müdahale yapılır ve bu grup hastalarda tedavi için farklı yaklaşımlar uygulanır. Evre IA1'de, doğum istemi olmayan hastalar için tip I histerektomi uygulanabilirken, doğum istemi olan hastalar için konizasyon yeterli bir tedavi seçeneği olarak düşünülmektedir.

Evre IA2'de, özellikle lenfovasküler invazyon (LVSI) varlığı durumunda, tip II-III histerektomi ve lenfadenektomi gibi daha radikal bir yaklaşım önerilir. Evre I, II ve III'te ise genellikle modifiye radikal histerektomi ve radikal histerektomi gibi daha geniş cerrahi müdahaleler gerekebilir.

Serviks kanserinde Piver-Rutledge-Smith Sınıflamasına göre histerektomi 5

tipte yapılmaktadır:

Tip I - Ekstrafasyal Histerektomi: Basit histerektomi olarak bilinir; uterus ve serviks çıkarılır.

Tip II - Modifiye Radikal Histerektomi: Serviks, üst vajina ve parametriyum çıkarılır.

Tip III - Radikal Histerektomi: Uterus, vajina ve çevre dokular çıkarılır.

Tip IV - Genişletilmiş Radikal Histerektomi: Vajinanın üst kısmı ve diğer bazı dokular çıkarılır.

Tip V - Parsiyel Ekzenterasyon: Uterus ve çevre dokuların çıkarılmasının yanı sıra rektum ve mesanenin bir kısmı da çıkarılır.

Radyoterapi (RT)

Radyoterapi, rahim ağzı kanseri tedavisinde önemli bir rol oynar ve farklı evrelerde farklı şekillerde uygulanabilir. Genellikle lokal lenf nodlarını tedavi etmek ve primer tümörü küçültmek amacıyla uygulanır. Evre I ve II’de dış radyoterapi (eksternal RT) ve intrakaviter brakiterapi ile kombinasyon uygulanır.

Evre IIB ve IV gibi ileri evrelerde kemoterapi ile birlikte uygulanabilen radyoterapi, kanser hücrelerinin yok edilmesinde etkili olur.

Kemoterapi

Kemoterapi, rahim ağzı kanserinin tedavisinde neoadjuvan kemoterapi (NAKT) olarak da bilinen ön tedavi yöntemleriyle kullanılır. Özellikle evre IB2 ve II hastalarında, kemoradyoterapi tedavi protokolünün bir parçası olarak uygulanabilir. NAKT ile kanserin küçültülmesi, cerrahi müdahale sırasında komplikasyonların azalması ve radyoterapi ihtiyacının en aza indirilmesi hedeflenir.

Rahim Ağzı Kanserinden Korunma Yöntemleri Nelerdir?

Rahim ağzı kanserinden korunmak için uygulanabilecek yöntemler şunlardır:

  • HPV aşısı yaptırmak
  • Düzenli Pap smear testi (rahim ağzı kanseri taraması) yaptırmak
  • Sigara içmemek
  • Cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklara karşı tedbirli olmak
  • Tek eşli olmak
  • Kondom kullanmak
  • Bağışıklık sistemini güçlendirmek
  • Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak
  • Zayıf bağışıklık durumlarından kaçınmak (örneğin HIV enfeksiyonu)
  • Obezite ve diyabeti kontrol altına almak

Rahim Ağzı Kanseri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Rahim ağzı kanseri ilk belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı kanserinin ilk belirtileri genellikle belirgin olmayabilir, ancak bazı kadınlarda şu semptomlar görülebilir:

  • Anormal vajinal kanama (adet dışı kanama, menapoz sonrası kanama)
  • İlişki sırasında veya sonrası kanama
  • Pelvik bölgede ağrı
  • Artan vajinal akıntı (genellikle kötü kokulu)
  • İdrar yaparken ağrı
  • Alt karın bölgesinde baskı hissi veya ağrı
  • Sırt ağrısı
  • Zayıflık, yorgunluk, kilo kaybı gibi genel hastalık belirtileri

Rahim ağzı kanseri bulaşıcı mıdır?

Hayır, rahim ağzı kanseri bulaşıcı değildir. Ancak kansere yol açan HPV virüsü cinsel yolla bulaşabilir.

HPV aşısı hangi yaşlarda yapılmalıdır?

En etkili sonuçlar, 9-12 yaşları arasında yapılan aşılarla elde edilir. Ancak 26 yaşına kadar yaptırılabilir.

Rahim ağzı kanseri ölüm riski nedir?

Erken teşhis edildiğinde tedavi başarı oranı %90’ın üzerindedir.

Tarama testleri ne sıklıkla yapılmalıdır?

Pap smear testi genellikle 2 yılda bir önerilir. HPV testi ise her 5 yılda bir yapılabilir.

Rahim ağzı kanseri belirtileri ne zaman ortaya çıkar?

Belirtiler genellikle hastalık ilerledikçe ortaya çıkar. Erken evrelerde genellikle belirti görülmez.

 

 

Detaylı bilgi için Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinden destek alabilirsiniz.



Ekleme Tarihi: 9.01.2025
Güncelleme Tarihi: 9.01.2025
Emsey Tıbbı Yayın Kurulu Tarafından Hazırlanmıştır
Yukarı