Kanserden Korunmanın 10 Altın Kuralı

07 Nisan 2024

Kanser, hem dünyada hem de ülkemizde bilinen ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada gelen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünyada her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık olarak 19 milyon kişi kansere yakalanmakta, 9.9 milyon kişi ise kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu rakamların giderek artış göstererek 2040 yılında 30 milyon yeni kanser teşhisi konulması beklenmektedir. En sık görülen kanser türleri meme kanseri, akciğer kanseri, kolon kanseri, prostat kanseri ve mide kanseridir. Türkiye Kanser İstatistikleri Raporuna göre, bir yıl içerisinde 211.273 kişiye kanser tanısı konulmuştur.

 

Oldukça düşündürücü olan bu rakamlara karşın kanserin %30-40 oranında önlenebilir olduğunu biliyor musunuz?

 

İşte kanserden korunmanın 10 altın kuralı:

 

1. Sigara içmeyin:

Sigara tüm kanserden ölümlerin %30'undan, akciğer kanserlerinin %87'sinden sorumludur. En sık görülen kanser türü olan akciğer kanserinin % 85 sebebi sigaradır. Sigara ayrıca ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, idrar kesesi kanserine de yol açmaktadır. İçerisinde 100'e yakın kansere yol açan madde bulunduran sigaradan, elektronik sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durmak kanserden korunmada büyük rol oynar.

 

2. Alkol kullanmayın:

Alkol ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kolon, pankreas ve meme kanserinin bilinen sebebidir. Özellikle sigara ile beraber alkol almak kanser riskini daha da artırmaktadır.

 

3. Radyasyondan uzak durun:

Güneş ışığına yani ultraviyole B ışınlarına uzun süre maruz kalmak cilt kanserine yol açmaktadır. Yine uzun süre solaryumda kalmak cilt kanseri riskini artırmaktadır. Bu nedenle özellikle yaz aylarında 11:00 ve 16:00 saatleri arasında doğrudan güneş ışığından uzak kalınmalı, koruyucu kremler kullanılmalı, solaryum süresine dikkat edilmelidir. Ayrıca günümüzde tomografi, PET, sintigrafi gibi görüntüleme yöntemleri ile alınan radyasyon dozu düşük olsa da geçerli tıbbi sebep olmadan bu tetkikler yaptırılmamalıdır.

 

4. Enfeksiyonlardan korunun:

Dünyada tüm kanserlerin 5’te 1’i kronik enfeksiyonlara bağlıdır. HPV (human papilloma virüsü) rahim ağzı kanserine, hepatit B virüsü karaciğer kanserine neden olmaktadır. Ayrıca HIV enfeksiyonu yada AIDS hastalığı olanlarda kanser görülme sıklığı daha fazladır. Güvenli bir cinsel yaşam ve aşılanma bu enfeksiyonlardan ve bu enfeksiyonların yol açtığı kanserlerden korunmada büyük rol oynar.

 

5. Sağlıklı beslenin:

Beslenme tarzı ile kanser ilişkisi birçok çalışmada gösterilmiştir. Kanser riskini artıran gıdalar sofralardan çıkarılmalı, karsinojen oluşumuna yol açan kısa zamanda yüksek ateşte pişirme gibi yöntemlerden kaçınılmalıdır. Kanserle savaşan besin öğelerini içeren gıdalar tüketilmeye çalışılmalı, günde en az 2-2.5 litre su tüketmeye dikkat edilmelidir.

Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalıdır. Tuz tüketimi sınırlandırılmalı, günde 2-3 gramdan fazla tuz kullanılmamalıdır.Fazla kırmızı et tüketimi kalın bağırsak kanseri riskini arttırdığı için haftada en fazla yarım kilo kırmızı et tüketilmelidir. Kırmızı et yerine balık, tavuk, hindi gibi beyaz et tercih edilebilir. Protein kaynağı olarak bakla, kuru fasulye, nohut, börülce, mercimek gibi bitkisel proteinler sıklıkla tüketilebilir.Kalori dengenizi korunmalı, şeker ve katı yağlar gibi gıdalardan gelen boş kalorilerden uzak durulmalıdır. Trans yağlardan uzak durulmalı, zeytinyağı gibi bitkisel yağlar kullanılmaya özen gösterilmelidir.Sofralarda ıspanak, kara lahana, brokoli, pazı, marul gibi koyu yeşil; domates, pancar, nar gibi koyu kırmızı; havuç, bal kabağı, kayısı gibi koyu sarı-turuncu; kırmızı lahana, patlıcan gibi mavi-mor; sarımsak, soğan gibi beyaz sebze ve meyvelere yer verilmelidir.İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, tam yulaf tercih edilmedir.

​Güvenli gıdaları tercih edilmeye çalışılmalı ve doğal beslenmeye özen gösterilmelidir.Kanserden koruyucu vitaminler ve antioksidanlar gıdalar ile alınabilir fakat hiçbir gıdada aşırıya kaçmamaya özen gösterilmelidir. Örneğin fazla miktarda A vitamini, beta karoten almak özellikle sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Yoğurt gibi kalsiyumdan zengin gıdalarla beslenmek kalın bağırsak kanser riskini azaltırken erkekler bu konuda dikkatli olmalıdır, çünkü fazla kalsiyum prostat kanseri riskini artırmaktadır. Ayrıca E vitamini desteği alan erkeklerde de prostat kanseri riski fazladır. Kısaca çeşitli ve dengeli beslenme özen gösterilmelidir.

 

6. Egzersiz yapın:

Her gün düzenli olarak en az 30 dakika orta derecede ya da daha yoğun egzersiz yapanlarda meme, kalın bağırsak ve rahim kanseri daha az görülmektedir. Ayrıca prostat kanseri riskini de azaltmaktadır.

 

7. Sağlıklı kiloda olun ve yaşam boyu kilonuzu koruyun:

Aşırı kilo veya obezite başta meme kanseri olmak üzere kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri ile çok yakın ilişkilidir. Kilo vermek kanser riski belirgin olarak azalmaktadır. Ayrıca kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi birçok kronik hastalığın riskini de azaltmaktadır.

 

8. Kanserin erken belirti ve bulgularını bilin:

Açıklanamayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, deri değişiklikleri, bağırsak ve idrar alışkanlıklarındaki değişiklikler, beklenmedik ve anormal kanamalar ve akıntılar, iyileşmeyen yaralar, vücutta ele gelen kitleler ve şişlikler, yutma güçlükleri ve hazımsızlık, ses kısıklığı kanserin belirtileri olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde en kısa sürede doktora gidilmelidir. Kanser erken teşhis edilirse başarı şansı çok yüksektir.

 

9. Kanser riskinizi bilin ve kanser tarama programlarına girin:

Herhangi bir şikayet olmasa da belirli yaşlarda kanser tarama testleri ile erkenden kanser saptanabilmektedir.Her kadın 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. 40 yaşına kadar 3 yılda bir hekim muayenesi olmalıdır. 40 yaşından sonra yıllık mamografi ve hekim muayenesi ile meme kanserini erken evrede saptamak mümkündür.

Hem kadınlarda hem de erkeklerde sık görülen kalın bağırsak kanserini erken saptamak için 50 yaşında başlayarak yıllık dışkıda gizli kan testi ve 10 yılda bir kolonoskopi tetkiki yapılmalıdır.

Cinsel ilişkiye başlama yaşına bağlı olarak rahim ağzı kanserini erken saptamak için 21 ve 29 yaşları arasında 3 yılda bir PAP testi; 30 ve 65 yaşları arasında PAP testine ek olarak 5 yılda bir HPV (human papilloma virüs) testi yapılmalıdır.

Erkekler prostat kanseri erken teşhisi için 40 yaşından sonra prostat muayenesi olmalı ve PSA testi yaptırmalıdır.

Ailede özellikle birinci derece akrabalarda kanser olması kanser riskini artırmaktadır. Kanser riskini bilerek daha erken muayene olmak ve tarama testlerini yaptırmak kanserin erken saptamasını sağlayacaktır.

 

10. Stresle başa çıkma yöntemlerini bilin:

Her ne kadar ispatlanması zor olsa da stresin kansere yol açtığına dair kanıtlar giderek artmaktadır. Stres gerek bağışıklık sistemini baskılayarak doğrudan, gerekse sigara içme, aşırı yemek yeme, alkol alma gibi kanser riskini artıran istenilmeyen davranışlara yol açarak dolaylı olarak kanseri tetikleyebilmektedir. Egzersiz, meditasyon, danışmanlık ve konuşma tedavileri, grup terapileri, sosyal destek, depresyon ve anksiyete giderici ilaçların kullanımı gibi yaklaşımlar hayatımızın her anında karşılaşabileceğimiz stresle başa çıkma yöntemleridir.   

 

 

Detaylı bilgi için Onkoloji kliniğinden destek alabilirsiniz. 



Ekleme Tarihi: 7.04.2024
Güncelleme Tarihi: 7.04.2024
Yukarı